Toyota Valvematic Motor Özellikleri
Toyota valvematic, emme supaplarının açılma miktarlarını (supap kaldırma miktarı: valve lift) ve bunu sonucunda silindirlere alınan hava miktarını sürekli olarak ayarlayan supap teknolojisine verdiği yeni isimdir. Sürücün gaz pedalına basarak talep ettiği güce göre, yol ve yük şartlarına göre;valvematicsilindirlere alınan hava miktarını değiştirir.Valvematic(valfmatik)sistemi motorun çalışma durumuna göre hem yakıt ekonomisi hem de performans sunar. Toyota’nın 2017 1,6 atmosferik benzinli motorlarında hem Dual VVT-i hem Valvematic sistemi vardır. Yani Dual VVT-i sistemine valvematic ilave edilmiştir. Toyota’nın 1.6, 1.8 ve 2 litrelik valvematic motorları kullanılmaktadır. 1.33 litrelik motorlardaysa sadece VVT-i vardır.
Toyota Valvematic Motorun Avantajları
*%5-10 daha
düşük yakıt ekonomisi.
*10-12 daha
iyi hızlanma
*Motorun daha
verimli çalışması
*Daha fazla
motor gücü (HP)
*Daha iyi gaz
pedalı tepkisi. Gaz pedalına basıldığında motorun buna çok daha hızlı tepki
vermesi.
*Daha düşük
zararlı egzoz emisyonu. Daha düşük karbondioksit (CO2) salınımı.
Toyota Valvematic Çalışma Prensibi Nedir? Valvematic Motor Nasıl Çalışır?
Toyota valvematic motorlarda devrimsel
iki özellik var:
*Supap açılma miktarları sürekli
değişken olarak değiştirilebiliyor.
*Motor çalışırken gaz kelebeği sürekli
açık halde tutuluyor, motor devri supapların açılma miktarıyla kontrol
ediliyor. Gaz pedalı, gaz kelebeğini değil, supap açıklığını kumanda ediyor. Aşağıda teknik detayları
açıklanmıştır.
Değişken
supap açıklığı sistemi olmayan motorlarda, emme supapları her zaman aynı
miktarda açılır, bu hiç değişmez.
Bu kısımda
ilk bilinmesi gereken şey, valvematic bir değişken supap zamanlaması
teknolojisi değildir. Toyota’da akıllı değişken supap zamanlama sistemi VVT-i
‘dır. VVT-i ile Valvematic sistemi farklıdır.
VVT-i sadece
supapların açılma zamanlamasını (supap bindirme süresini) değiştirir.
Valvematic
ise; emme supaplarının açılma miktarlarını değiştirir ve silindire emilen
havanın miktarını belirler. Valvematic motorlarda halihazırda Dual VVT-i sistemi de bulunur (Dual VVT-i
+Valvematic).
Valvematic
motorlarda emme supaplarının açılma aralığı sürekli olarak değiştirilebilir.
Valvematic sistemi, supap açılma miktarını iki sabit değerde değiştirmez, yani
kısa ve uzun olarak iki supap açıklık değeri yoktur. Gaz pedalına basılma
miktarı, motor yükü ve devrine göre; supap açılma miktarını 1 milimetre ile 11
milimetre değerleri arasında değişken olarak çok hassas şekilde değiştirebilir.
Bu sayede silindirlere alınan havanın miktarı çok hassas şekilde ayarlanabilir.
Toyota’nın
daha önceki supap açıklığı kontrol sisteminden (VVTL-i) ve Honda’nın i-VTECsisteminden farklı – daha iyi yaptığı şey şudur: Valvematic; supap kaldırma
miktarını “sürekli değişken” olarak ayarlayabilmektedir. Diğerlerinde supap açıklığının iki kademesi-konumu
vardı: az açıklık ve çok açıklık; sistem devreye girdiğinde supap açıklığı
maksimum oluyordu ve bu iki konum (faz) arasında bir değer yoktu; sistem
devreye girmediğinde supap açıklığı normal (az açıklık) değerinde oluyordu, yüksek
performans durumunda supaplar çok fazla açılırken (fazla yakıt tüketimi), düşük
güç durumunda standart bir açıklıkta çalışıyordu, sistem ya hep ya hiç şeklinde çalışıyordu. Supap
açıklığının sadece iki konumu vardı, ara değerler yoktu. Bu bakımdan valvematic
teknolojisi, toyota’nın kendi eski sistemi VVTL-i ve Honda’nın i-VTEC
sisteminden çok daha gelişmiş bir sistemdir.
Valvematic
sistemi, gaz pedalı az basıldığında, düşük motor gücü taleplerinde; örneğin
sabit hız düz yol sürüşlerde ve fazla motor gücü gerektirmeyen durumlarda, emme
supaplarının açılma miktarını düşük tutar, böylece düşük motor gücü ve yakıt
ekonomisi sağlanır. Yüksek güç taleplerindeyse; yani gaz pedalına daha fazla
basılması durumunda, ani hızlanma, yokuş çıkma, yüksek hızlarda ve yüksek motor
devirlerinde performanslı sürüşlerde; valvematic sistemi emme supaplarının
açılma miktarını (supap kaldırma yüksekliğini) arttırarak, emme kanalının daha
büyük açılmasını ve daha uzun süre açık kalmasını sağlar. Böylece silindir
içerisine (yanma odasına) daha fazla hava-yakıt karışımı girer ve motor gücü-devri
arttırılmış olur. Motor devri-gücü, motora binen yük ve gaz pedalına basılma
miktarına göre; supap açıklık miktarı hassas olarak ayarlanır. Bu durumda
ateşleme zamanlaması ve enjeksiyon süresi de bu çalışma moduna göre uyarlanır.
Ekonomik ve
performans sürüşleri ve bu iki sürüş karakterinin arasındaki her sürüş modunda,
supap açıklığı en uygun aralıkta olacak şekilde anında değiştirilir. Supaplar
1mm de 4mm de 10mm de açılabilir, tüm sistemi Motor elektronik kontrol ünitesi
(ECU) yönetir.
(Bakınız: Benzinli Motorlarda Yakıt Enjeksiyon Sistemleri)
(Bakınız: Benzinli Motorlarda Yakıt Enjeksiyon Sistemleri)
Artık motor devrini gaz kelebeğinin
açılma miktarı belirlemiyor!
Atmosferik
benzinli motorlarda motor devri ve güç, silindirlere alınan havanın miktarının
ayarlanmasıyla belirlenir, bunu gaz pedalı kumandasındaki gaz kelebeği yapar.
Yani atmosferik benzinli motorlar hava miktarının dozajlanmasıyla devirlerini
değiştirirler. Gaz kelebeğinin açılma miktarına bağlı olarak motor devri artar
veya azalırdı.
Valvematic
motorda, artık motorun çalışma devrini gaz kelebeği belirlemiyor; motor
çalıştırıldığı andan itibaren gaz kelebeği tamamen açık halde tutuluyor.
Motorun çalışma devri, emme supaplarının açılma miktarı değiştirilerek kumanda
ediliyor. Yani gaz kelebeğinin görevini de emme supapları ve valvematic sistemi
almış oluyor. Gaz pedalına basılma miktarı, artık gaz kelebeği yerine
valvematic mekanizmasını elektronik olarak kumanda ediyor. Toyota buna “akıllı elektronik
gaz kontrol sistemi” diyor, (ETCS-i).
Supapların
1mm ile 11mm arasındaki sürekli değişken açılma miktarı, silindirlere alınan
hava-yakıt karışımı miktarını belirliyor, bu da motorun devrini-gücünü
belirliyor. Supap açıklık miktarı arttırıldıkça motor devri artıyor, supap
açıklık miktarı azaltıldıkça motor devri-gücü azaltılıyor. Sistemde bir gaz
kelebeği güvenlik amacıyla halen var, fakat silindirlere alınan havayı
dozajlamıyor.
Klasik çok noktadan enjeksiyonlu (MPI) atmosferik benzinli motorlarda, motor devri gaz
kelebeğinin açılma miktarına göre belirlenir. Orta-alt devirlerde yani gaz
kelebeği az miktarlarda açıkken emme manifoldunda sürekli olarak “alçak basınç
– vakum” bulunur.
Emme
manifoldunda vakum oluşmasının iki temel sebebi:
*Silindirlerdeki
“emme zamanında” oluşan vakum etkisi,
*Gaz
kelebeğinin genelde çok az veya az miktarda açık olması durumudur. (Gaz
pedalına tamamen basılsa, gaz kelebeği sonuna kadar açık olsa, emme
manifoldundaki basınç yükseliyor ve atmosfer basıncına (1bar) yaklaşıyor ama
yine de 1 bar’a eşit olamıyor, çünkü boğazdan yeterince fazla hava giriş
yapamıyor).
Vakumu; bir
ortamdaki havanın eksikliği olarak tanımlarsak (basıncın 1 bar’ın altında olma
durumu), aslında emme manifoldunda her zaman eksik miktarda hava bulunduğunu
söyleyebiliriz.
Emme
manifoldunda vakum (alçak basınç) olması ve gaz kelebeğinde oluşan akış direnci
gibi etkenler; motor silindirlerinde emme zamanında yeterince havanın silindirlere
alınamamasına sebep olur, havanın silindirlere zamanında ve yeterince
alınamamasına “pompalama kayıpları” denir. Bu da volümetrik verimi düşürür.
Valvematic
motorda gaz kelebeği sürekli açık tutuluyor, böylece havanın emme manifolduna
girişindeki akış direnci azaltılmış oluyor, ayrıca emme manifoldunda da vakum
oluşmuyor. Emme manifoldunda vakum oluşmaması ve havanın hazır bir şekilde emme
supaplarının arkasında hazır bir şekilde bekliyor oluşu, pompalama kayıplarını
azaltır, motora her şartta ihtiyacı olan yeterli hava alınmış olur, volümetrik
verim yükselir, gaz pedalı tepkisi iyileşir, yakıt tüketimi azalır, motorun
daha verimli çalışması sağlanır. Ayrıca hava-yakıt karışımı daha hızlı bir
şekilde silindirlerin içine akar, daha homojen bir karışım oluşur, daha verimli
yanmayla birlikte egzoz emisyonları düşer.
(Toyota Valvematic Motorun Çalışması: Video anlatım)
Valvematic Çalışma Prensibi
Sistem
mekanik olarak mevcut motor düzenine kolayca ilave edilmiştir. Silindir
kapağındaki emme eksantrik miline ilave olarak bir “yardımcı mil” eklenmiştir. Yardımcı
milin ucuna valfmatik mekanizması eklenmiştir.
Temel olarak
supaplar, supap yayları, eksantrik mili, manivela (piyano kolları) klasik
sisteme benzemektedir.
Supapları
açan külbütör kollarını, yardımcı mildeki “salınımlı kamlar” iterler. Salınımlı
kamlar, supapların itilme miktarını değiştiren esas elemanlardır. İtici
makaralara göre salınıp pozisyon değiştirerek, külbütör kollarına basma
miktarını değiştirirler.
Supap
açıklığını değiştiren elektronik mekanizma “yardımcı mil”’in ucuna eklenmiştir.
Sistem elektronik kontrol ünitesi tarafından yazılımla kumanda edilir. Supap
açıklığını bir elektrik motorunun ürettiği hareket değiştirir, yani sistem
eskisi gibi hidrolik değildir, hidrolik yağ basıncıyla çalışan bir kısmı
yoktur, bu sayede daha basit bir yapıdadır.
Hareketini
krank milinden alan Emme eksantrik mili (kam mili) her çevrimde bir tur atarak
döner, --> eksantrik milindeki kamlar dönüş sırasında, --> tam
karşısındaki yardımcı mildeki itici makarayı iterler, -->yardımcı mildeki
itici makara, iki adet “salınımlı kam” arasında bulunur, --> itici makara
ile bu iki salınımlı kam arasındaki açı değiştirilir, --> böylece eksantrik milindeki
kam, makarayı hep aynı miktarda iterken, ve itici makara hep aynı miktarda
hareket ederken, iki yanında bulunan salınımlı kamlar, salınım miktarlarını
değiştirirler,--> salınımlı kamlar külbütor manivelasını daha fazla veya
daha az iterler, -->külbütör manivelası emme supaplarının başına bastırarak
aşağı iterler ve supapları daha fazla veya daha az açarlar.(külbütör
manivelası: itici parmak: piyano)
Burada supap
açılma miktarını değiştiren parça: salınımlı kamlardır. Bu kamların salınım
yaparak pozisyonlarını değiştirmeleri, supapların açılma miktarını değiştirir.
Salınımlı
kamlar, supapları açan itici parmaklara hareket verir. Eğer salınımlı kamlar,
itici parmaklara yakın pozisyonda durursa; emme supapları daha fazla açılır. Eğer salınımlı kamlar, itici
parmaklara uzak pozisyonda durursa; emme supapları daha az açılır. (1 mm ile
11mm arasında değişken açılma miktarı sağlanabilir).
Salınımlı
kamların hareket etmesi için, yani pozisyonlarını değiştirmeleri için; yardımcı
milin içinden geçmiş halde bulunan kontrol milinin üzerinde helisel dişliler
vardır. Elektrik motoru, kontrol milini ileri-geri hareket ettirir, bu hareket
helisel dişli sayesinde salınımlı kamın salınım yapmasına, pozisyon
değiştirmesine sebep olur.
Ana konu için (Bakınız: Değişken Supap Zamanlaması Teknolojisi)
Ana konu için (Bakınız: Değişken Supap Zamanlaması Teknolojisi)
Yorumlar
Yorum Gönder